Plastikkıskaç yöntemi, Gomco yöntemi, Lazer yöntemi, Işın yöntemi, Çanlı sünnet yöntemi sayılabilir. Personellerimiz, tüm sünnet yöntemleri konusunda son derece tecrübe sahibidirler. Sünnet olacak kişinin sağlığına göre yöntemler değişebiliyor. Hangi yöntemin kullanılması gerektiğine muayeneden sonra karar veriyoruz. Bizfarkında olmadan vücudumuzda biriken ağır metallerin zararları hakkında merak edilenleri pratik çözüm yolları ile yazımızda ele aldık. İlginizi çekebilir: Ayurveda ile Toksinlerden Arınma Vakti. Nasıl ağır metal tüketiyoruz? Sünnetinbir uzman doktorun yapmasındaki faydalar şunlardır: 1-Çocukta kan durmaması gibi bir hastalık varsa (Hemofili) bu hastalıktaki yan etkiler verilecek ilaçlar ile önlenir. 2- Sünnet ağrı giderici ilaçlar altında yapıldığı için çocuk ağrı duymaz. 3- Sünnet yarası dikildiği için yara iyileşmesi daha çabuk olur. Online çalıştaydan detay -Prof. Dr. Muhammed Atamanalp’in çalıştayda konuşması -Prof. Dr. Muhammed Atamanalp ile röportaj( ERZURUM -ÖZEL)- Prof. Dr. Muhammed Atamanalp:- “Son dönemlerde çevrede mikro plastik kirliliği dikkat çekici boyutlara gelmiştir” ERZURUM - Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Atamanalp, dünya Uçucu Kül Sınıfları. Uçucu küller kimyasal yapılarına göre çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler. ASTM C 618 ’de UK’ler yapılarındaki Ca (OH)2’e göre 2’ye ayrılmıştır. Bunlar yapısındaki Ca (OH) 2 miktarı %10’dan az olan düşük kireçli UK ve yapısındaki Ca (OH) 2 miktarı %10’dan fazla olan Potansiyelkomplikasyonlar. Sünnet derisinin irreversibl kaybı. Sünnet, bebeklerde idrar yolu enfeksiyonu geçirme oranını azaltmaktadır. Ayrıca, yapılan çalışmalarda, özellikle hijyenik olmayan erkeklerde sünnetin AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile penis kanseri riskini azalttığı tespit edilmiştir. z2AJGqB. proje afişinden detay Toplantı Farkındalık Geri Dönüşüm Petrol Etiler -katılımcılardan detay-Ersin Özmen konuşmasından detay-Mustafa Yaşar konuşmasından detay-slayt gösteriminden detay KARABÜK KARABÜK - Karabük’te Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen “Plastik Atıkların Piroliz Yöntemi ile Bertaraf Edilmesi ve Geri Kazanımı” projesinin açılış toplantısı gerçekleştirildi. Karabük Belediyesi, Karabük Üniversitesi ile Karabük Ticaret ve Sanayi Odası’nın ortaklığıyla yürütülen ve 2020 yılı Sanayi ve Çevre Altyapısı Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programı kapsamında BAKKA tarafından desteklenen projenin açılış toplantısına Karabük Belediyesi Konferans Salonu ev sahipliği yaptı. Toplantıya Karabük Belediye Başkan Yardımcısı Seher Berker, Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar, Karabük Belediyesi Avrupa Birliği Proje Başkanı Ersin Özmen, ilgili oda başkanları ve yöneticiler katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Karabük Belediyesi Avrupa Birliği Proje Başkanı Ersin Özmen projemiz 3 milyon 200 bin liralık bir proje olduğunu belirterek, “Projemiz iki kısımdan oluyor. Birincisi, Karabük Belediyesi’nde bir piroliz tesisi kuracağız. Bu tesiste biz plastik atıkları, özellikle geri dönüşümü olmayan ve çevrede çöp olan plastik atıkları geri dönüştürmek değil de geri kazandırmayı düşünüyoruz. Geri kazanımla yakıt ve değerli bazı maddelere dönüştüreceğiz bunu. Yakıtı belediye kapsamında kullanarak belediyemizin masraflarını azaltacağız. Karbon siyahını asfaltın kalitesini artırmak için asfalt malzemesi olarak kullanacağız. Projenin diğer kısmında farkındalık faaliyetleri oluşturacağız. Yani Cumhurbaşkanımızın geçen yıl başlatmış olduğu Sıfır Atık’ kampanyasına destek olmak amacıyla Karabük’teki halkı bilinçlendirerek Sıfır Atık’a alıştıracağız” dedi. Ersin Özmen’in ardından söz alan Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar plastiği yok etmediklerini, plastiği yeniden kazandığını vurgulayarak, “Plastiğin hammaddesi sonuçta petrol. Biz plastiği yeniden petrole döndürüyoruz. Karbon siyahi diye bir şey var. O maddeyi sadece asfalta katmakla yetinilmeyip suyu arıtılmada kullanılabilir. Çok küçük ve gözenekli bir madde. Bütün tortuları, pislikleri emiyor. Çok temiz bir su meydana gelebiliyor. Hem plastiği geri kazanacak hem de yeniden kullanıma sunmuş olacak. Çevreyi temizlemiş olacak. İnsanlara bu proje kapsamında bu bilinci aşılayabilirsek ki, muhtarlara bu noktada çok büyük görev düşüyor. Evlerde, mutfaktaki plastiklerinizi rastgele atmaktansa ayırıp bize verin, biz onu yeniden kazanalım. Hem o değerlenmiş olsun hem de çevreyi kirletmemiş oluruz” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından katılımcılara proje ilgili hazırlanan slayt gösterisi izletilerek projede izlenecek yollar gösterildi. FÜ-YE12 Kasım 2020 Perşembe günü yayınlandı Sürdürülebilir bir dünyada yaşayabilmek için enerjiyi yenilenebilir yapmanın yanısıra çevre felaketlerinin önüne geçebilecek girişimler de hayata geçiyor. Bu girişimlerden biri de Ooho! Ooho, İngiltere merkezli bir girişim ve yosun ve bitkilerden oluşan, plastik şişenin yerini alabilecek bir ürün geliştiriyor. Crowdcube üzerinden fon toplayan girişim, her yıl okyanuslara karışan ve çözülmesi yüzlerce yıl alan plastik şişeleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Ooho, dışardan bakıldığı zaman bir su baloncuğu şeklinde duran, çevresini saran tamamen organik jelatin çıkarıldıktan sonra da şeklini koruyan ve yenilebilir bir su damlacığı. Evet, bu suyu elinize alıp yiyebiliyorsunuz. Skipping Rocks Lab tarafından geliştirilen bu ürün, her yıl doğaya atılan 1 milyar su şişesinin yarattığı çevre felaketinin önüne geçebilir. Yenilenemeyen kaynaklardan petrol üretilen ve çoğu zaman tek kullanımlık olan pet şişeler ve üretilen atık miktarı, bu girişimin globalleşmesiyle ciddi ölçüde azalabilir. Ooho'nun %100 bitki ve yosundan üretilmesi, tıpkı bir meyve kabuğu gibi doğada 4-6 haftada çözülmesini sağlıyor. Farklı renklerde ve aromalarda da üretilebilen bu ürün İngiltere'de kullanıcılar tarafından oldukça beğenilmiş görünüyor. Tüm faydalarının yanısıra bu ürünün üretimi, plastik şişe üretiminden çok daha ucuza mal ediliyor olması, geleceğe yönelik bir umut ışığı olarak görülüyor. Ooho, şimdiden hedeflediği fonun 2 katından fazlasını toplamayı başarmış. Bilim insanları, her geçen gün plastiğin farklı şeylere nüfuz ettiğini ortaya koyuyor. Plastik kirliliği, Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyayı meşgul eden en acil çevre sorunlarından biri. İnsan eliyle meydana getirilen bu kötülük, insanı, hayvanı, vahşi yaşamı ve gezegenimizi olumsuz bir şekilde etkiliyor. 'BİR TANE PET ŞİŞEDEN NE OLUR Kİ' DEMEYİN Plastik çılgınlığına karşı bazı ülkeler harekete geçse de dünya kırmızı alarm veriyor. Çeşitli olumsuz geri dönüşleri olan bu kirliliğe karşı bilim insanları uyarıyor. Bir tane pet şişeden ne olur ki?’ diye düşünenler için uzmanlar hangi maddenin doğada ne kadar sürede yok olacağını aktararak, bu sonuçlara göre plastiğin doğadaki en büyük düşman olduğunu gözler önüne seriyor. Plastik 1000 yıl Telefon kartı - 1000 yıl Misina 600 yıl Bebek bezi - 550 yıl Plastik tabak - 500 yıl Pet şişe - 400 yıl Pil - 300 yıl Naylon kumaş 30 - 40 yıl Çiklet - 5 yıl - 25 yıl Gazete - 3 ay Karton süt kutusu - 3 ay Kağıt havlu - 1 ay YAKALANAN ÜÇ BALIKTAN BİRİ PLASTİK İÇERİYOR Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’na göre; deniz çöplerinin yüzde 60 ila 80’ini plastik çöpler oluşturuyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın verilerine göre ise açık denizlerde kilometrekare başına ortalama plastik düşüyor. Akıntılarla tüm dünyaya yayılan bu çöpler, dünyanın ekolojik dengesinde büyük tahribatlara yol açıyor. Plastik kirliliği insan sağlığını yakından ilgilendiriyor. Örneğin; balık ya da diğer deniz canlılarının plastik tükettiği düşünüldüğünde otomatikman onları yiyen kişi de plastik yemiş oluyor. Uzmanlara göre; insan tüketimi için yakalanan her üç balıktan yaklaşık biri plastik içeriyor. Plastik nedeniyle sular ve yiyecek kaynakları da kirleniyor. PLASTİK HAKKINDA MUTLAKA BİLMENİZ GEREKENLER • Her yıl deniz memelisi ve kaplumbağa ile 1 milyon deniz kuşu plastik kirlilik yüzünden hayatını kaybediyor. • Her gün 500 milyondan fazla plastik pipet kullanıyoruz. • Plastik pipetler, plajlardaki en büyük kirleticilerden biri ve hayvanlara zarar veriyor. • Sigara izmaritleri biyolojik olarak parçalanamayan selüloz asetattan bir plastik form yapılıyor. Çoğu sigara kullanıcısı sigara izmaritlerini sahilde bırakıyor, onları kuma gömüyor. Bu da plajlardaki en yaygın kirlenme şekline neden oluyor. • Sigara izmariti kirliliği, zehirli kimyasalları 10 yıl boyunca sahillerdeki kum ve suya yayıyor. • Her gün okyanuslarda yaklaşık 8 milyon parça plastiğe rastlanıyor. • Dünyanın bazı bölgelerinde plastik kullanımı yasak. Bu örnek ülkelerden biri de Kenya. Kenya'da, bir plastik poşet üretirken, satarken ya da kullanırken yakalanırsanız, bunun 4 yıl hapis cezası ve dolar para cezası var. • Dünya genelinde dakikada yaklaşık 2 milyon plastik poşet kullanılıyor. • Yapılan yeni bir çalışmaya göre; yılda ortalama mikro plastik yiyoruz. • Plastik bir torba sadece yaklaşık 12 dakika kullanılıyor ancak doğada yok olması yüzlerce yıl sürüyor. • Her yıl cips için milyarlarca plastik torba üretiliyor. • Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na göre; 2050 yılında 12 milyar ton pet şişe olacak. YEDİNCİ KITA 7 MİLYON TON AĞIRLIĞINDAKİ BİR PLASTİK YIĞINI İstanbul Kültür Sanat Vakfı İKSV tarafından düzenlenen 16. İstanbul Bienali, Yedinci Kıta’ çevre ve iklim krizine ışık tutuyor. Adını küresel ısınmayla birlikte en gözle görünür sonuçlarından biri olan, Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki devasa atık yığınından alıyor. Yedinci Kıta’, milyon kilometrekare genişliğinde, 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığınından meydana geliyor. İnsan atıklarının okyanusun ortasında dünyaya yeni bir kıta kazandırdığı bu olay, 16. İstanbul Bienali için ekolojik sorunlar karşısında sanatın güncel durumunu pek çok sanatçı, düşünür, antropolog ve çevreci ile birlikte araştırmak için bir çıkış noktası oluşturuyor. PLASTİKLER KÜRESEL ISINMAYI HIZLANDIRIYOR Plastiğin küresel ısınma sürecini hızlandırdığını aktaran bilim insanları, plastiğin çözünmesi sırasında açığa çıkan metan ve etilen gibi sera gazlarının küresel ısınmanın hızlanmasına yol açan en büyük etkilerden biri olduğunu belirtiyor. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ NELERE YOL AÇACAK? DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ AÇIKLADI! Dünya Sağlık Örgütü DSÖ Türkiye Temsilcisi Dr. Pavel Ursu, iklim değişikliğinin neden olabileceği faktörleri değerlendirdi • “Aşırı yüksek hava sıcaklıkları, özellikle yaşlı insanlar arasında kardiyovasküler ve solunum yolu hastalıklarından kaynaklanan ölümlere doğrudan katkıda bulunur. Örneğin; Avrupa'da 2003 yazının sıcak dalgasında, fazla aşırı ölüm kaydedildi. • Yüksek sıcaklıklar, havadaki kardiyovasküler ve solunum yolu hastalıklarını şiddetlendiren ozon ve diğer kirletici madde seviyelerini de yükseltir. • Yüksek sıcaklıklar, vektör, gıda ve su kaynaklı bulaşıcı hastalıkların dağılımını değiştirecek ve yükünü artıracaktır. İklim değişikliği, vektör kaynaklı önemli hastalıkların bulaşma dönemlerini uzatabilir ve coğrafi aralıklarını değiştirebilir. • Aşırı sıcaklıkta polen ve diğer aeroalerjen havada uçuşan alerji yapıcılar seviyeleri de daha yüksektir. Bunlar yaklaşık 300 milyon insanı etkileyen astımı tetikleyebilir. Devam eden sıcaklık artışlarının bu yükü artırması bekleniyor. • Yükselen deniz seviyesi ve gittikçe artan aşırı hava olayları, evleri, tıbbi tesisleri ve diğer önemli hizmet alanlarını imha edebilir. • Artan sıcaklıkların ve değişken yağışların, en fakir bölgelerin çoğunda temel gıda maddelerinin üretimini azaltması muhtemeldir. Bu, şu anda her yıl milyon ölüme neden olan yetersiz beslenme ve yetersiz beslenme sıklığını artıracaktır. • Artan derecede değişken yağış düzenlerinin tatlı su tedarikini etkilemesi muhtemeldir. Güvenli su eksikliği, hijyeni tehlikeye atabilir ve her yıl 5 yaşın altındaki çocuğu öldüren ishal hastalığı riskini artırabilir. • Sellerde sıklık ve yoğunlukta da artışlar görülmekte ve aşırı yağışların sıklığı ve yoğunluğunun mevcut yüzyıl boyunca artmaya devam etmesi beklenmektedir. Taşkınlar tatlı su kaynaklarını kirletiyor, su kaynaklı hastalık riskini artırıyor ve sivrisinekler gibi hastalık taşıyan böcekler için üreme alanları oluşturuyor. Ayrıca, boğulmalara ve fiziksel yaralanmalara neden olabileceği gibi evlere zarar verir, tıbbi ve sağlık hizmetlerinin tedarikini bozar.” İŞTE PLASTİK KULLANIMINI AZALTMAK İÇİN 6 ÖNERİ Greenpeace, hükümetlerin ve şirketlerin harekete geçmek için sorumlulukları olduğunu ancak bizlerin de bu konuda kişisel olarak bir şeyler yapması gerektiğini savunuyor. İşte o öneriler… 1. Yanınızda tekrar kullanılabilir şişe taşıyın Yanında tekrar kullanılabilir şişe taşıyarak hem plastik kullanımına son vermiş hem de paradan tasarruf etmiş olursun! 2. Plastik kamışlara 'hayır' deyin Plastik kamışlar denizlerimiz için kötü haber niteliği taşıyor. Bir içecek siparişi verirken kamışa gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını düşünün; eğer yoksa istemediğinizi söyleyin. Hatta her zaman gittiğin kafeyle konuşup içeceklere standart olarak eklenen çubuk kullanımından vazgeçmelerini isteyin. 3. Yeniden kullanılabilir kahve fincanı edinin Kahve fincanını yanında taşı! Bazı kafeler kendi fincanını getirdiğinde küçük bir indirim de yapıyor. 4. Alışverişte plastiğe yönelmeyin Süpermarketlerde veya alışverişe gittiğiniz diğer yerlerde plastikle ilişkinizi kesin. Plastik poşet kullanmamak için yanınızda kendi bez çantanızı veya filenizi götürün. Plastik paketli meyve – sebzeleri almayın. 5. Plastik çatal-bıçak kullanmayın Bir kafeden salata / yoğurt aldığında ya da dışarıdan yemek siparişi verdiğinde önüne gelen çatal-bıçaklar genelde plastik oluyor! Dışarıdan yemek söylediğinde ilgili restoran veya kafeye plastik çatal-bıçak istemediğinizi not düşün. İş yerindeki çekmecene kendi çatal-bıçağınızı koyun. Hatta çantanda da bir set bulundurabilirsin. 6. Mikro taneciklerden kaçının Satın almadan önce ürünlerin etiketlerini kontrol et; polietilen PE, polipropilen PP, polietilen tereftalat PET, polimetil metakrilat PMMA, politeirafloroetilen PTFE ve naylon içeren ürünlerden kaçın. İNSANLIK DERSİ VERDİLER Çevre kirliliğine karşı bilinçli olmanın gereklilikleri her fırsatta dile getirilirken, hayvanların çevre kirliliğine karşı olan hassasiyetleri, insanlık dersi verdi. Atıkları çöp kutusuna taşıyan hayvan videoları, sosyal medyada paylaşım rekorları kırarken, dünyanın yalnızca bize ait olmadığını yeniden hatırlattı. Türkiye plastik sektörü bugünkü kapasitesi ile dünyada yedinci, Avrupa’da ise ikinci “büyük pazar” durumuna geldi. Bu büyük pazarı sadece doğrudan yarattığı bu kapasite ile değil, yerine geçtiği alternatif malzemelerle kıyasladığımızda ortaya koyduğu ekonomik tasarrufla ve çevreye yaptığı fayda ile de ayrıca değerlendirmek malzemelerin muadillerine göre çok büyük avantajları olduğunu biliyoruz ama alternatif kullanımları ve çevre ve ekonomiye faydalarına da bir göz atalım bu yazımızda... PAGDER Başkanı Reha Gür’den bu konuda bir değerlendirme yapmasını rica ettim, şu değerli bilgileri verdi“Her şeyden önce, plastik malzemeler eşdeğerlerine göre daha ucuz. Ayrıca, ömür boyu bakım açısından da avantajlıdır. Çok hafif olan plastik ürünler, temini hızlı, depolanması, ulaştırması ve tabii ki uygulaması kolay ürünlerdir. Pek çok plastiğin bakımı kolay olduğundan veya hiç bakım gerektirmediğinden, ömür boyu değerlendirmelerinde de birinci sınıf notlar sektörü için kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan olumsuz algının ardında yatan nedenlerin başında, her yıl artan oranda geleneksel malzemeler olarak tabir edilen metal, cam, kağıt, ahşap gibi malzemelerden, bu sektörlerden almakta olduğu pazar payı 10 yıl önce metalden üretilen ayna taşıyıcı destek elemanlarından el freni gövdelerine, vites kutularından motor egsoz manifoldlarına kadar birçok kritik otomotiv parçaları bugün plastikten otomotiv değil elektrikli ev aletlerinden, elektrik elektroniğe, savunma sanayisinden uzay ve havacılık sanayisine varan çok geniş bir alanda; enerji sarfiyatını azaltması, yoğun kullanıma karşı dayanıklılığı, düşük üretim, işletim ve bakım maliyeti, hijyen kolaylığı, ürün çeşitliliği gibi birçok nedenlerle plastik mamul kullanımı diğer alternatif malzemelere göre çok daha fazla tercih plastiklerindeki gelişmeler ve bu önemli nedenlerden ötürü plastiğin kullanılmadığı alan neredeyse yok diyebiliriz. Bir başka örnekte, çok değer verdiğimiz çocuklarımızı gezdirdiğimiz bebek arabalarının tüm taşıyıcı parçaları metal yerine plastiklere dönmüş durumda; plastikle kavuştuğu hafiflikle ailenin en yaşlı üyeleri –dedeler, nineler- tarafından dahi kolayca yaşamla birlikte vazgeçilmezlerimiz haline gelen tablet bilgisayarlarımızın parçalarından gözlükten, ayakkabıya varan geniş bir yelpazede plastik kullanılıyor. Ambalaj sektöründe de plastik yaygın olarak metalin sağlamlığı, bazen camın şeffaflığı, bazen kağıdın esnekliği, bazen de organik malzemelerle ancak sağlanabilen nefes alma özelliği, artık plastiklerle rahatça ulaşılabilen özellikler... Bunlara plastiklerin insan vücuduna temastan gıdaya ve hatta sağlık bulmak için kullandığımız ilaçlara temasa kadar geniş bir alanda güvenle ve sağlıkla kullanılabilme rahatlıkları da eklenince, plastiğin yaygınlaşması, kullanımları her geçen gün hızla etkilerine baktığımızda, durum yine plastik lehine… Plastikler ortalama 200-300 santigrad işleme sıcaklıklarında işlenirken, metal ve cam için bu değerin 1000 santigradın üzerinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Doğal olarak, sadece işlenmeleri esnasında bile plastiklerden kat be kat fazla enerji harcanıyor. Örneğin, kolay işlenebilen kağıdın işlenmesinde kullanılan enerji, aynı özelliklerde ürün elde edilirken plastiğin işlenmesinde kullanılan enerjinin yaklaşık 2,5 bir malzemenin enerji tüketimi ve ortaya çıkan karbon salımı, sadece üretimi-işlenmesi esnasında kullanılan enerji ve sebep olunan karbon salımı olarak değil, kullanım yerinde gereksinim duyulan enerji ihtiyacı ve karbon salımı olarak da dikkate uygulamalarında fazladan kullanılan her 1 kg.’lık plastik karşılığında, dünya ekonomisinde yıllık 100 milyon euroluk yakıt tasarrufu bir açıdan bakılırsa da, yine fazladan kullanılan her 1 kg’lık plastik sayesinde, her 5001.’nci aracın karbon ayakizi sıfır hesaplamalar, elektrikli ev aletlerinde de mevcut. Soğutucu ve çamaşır – bulaşık makinelerinin en kritik parçaları artık plastikten yapılıyor ki, ekonomik ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir ortam yaratılsın.”Plastiklerin muadillerine göre artları özetle bunlar..Doğa ve çevreyi kirletme iddialarına gelince; Doğayı ve çevreyi atıklar değil, insanların kirlettiğini unutmamız gerekiyor.. Bayramınız kutlu olsun... ÇOCUK Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, sünnet için en uygun zamanın yarıyıl tatili olduğunu söyleyerek, "Sünnet basit bir cerrahi işlem gibi görünse de operasyon sonrasındaki bir haftalık sürecin dinlenerek geçirilmesi önem taşıyor" tatili, havaların soğuk olması ve çocukların ev dışındaki aktivitelerinin kısıtlı olması nedeniyle sünnet için uygun bir dönem olarak ön plana çıkıyor. Başta idrar yolu enfeksiyonu riskinin azaltılması olmak üzere birçok faydası bulunan sünnet işleminin hastane ortamında ve alanında uzman hekimler tarafından yapılması gerekiyor. Sünnet, inançlar ve sosyal yönü dışında bilimsel olarak da önerilmektedir. Sünnet olmamış erkeklerde cinsel yolla bulaşan hastalıkların ve penis kanseri riskinin arttığını belirten Güven Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü'nden Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, sünnet olmamış erkeklerin eşlerinde rahim ağzı kanserinin daha sık görüldüğünü söyledi. Sünnet sonrasında idrar yolu enfeksiyonu riskini azalttığını kaydeden Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, "Bu bilimsel veriler ışığında, dünyada sünnet yaptırma oranı giderek artmaktadır. İdrar yolu enfeksiyonu, pipi derisi iltihabı, pipi ucunda balonlaşma ve zorlanarak işeme veya bazı böbrek ve idrar yolu hastalıklarında erken sünnet önerilmektedir. Çocukların sünnet öncesinde muayene edilerek, varsa sünnetle birlikte ameliyat edilmesi gereken hastalıklar ya da bazen sünnetin 1 yaşa kadar ertelenmesini gerektiren hastalıklar tespit edilmelidir."'2 YAŞ ÖNCESİ YA DA 6 YAŞ SONRASINDA YAPILMALI'Ameliyathane ortamında ve uygun anestezi ile yapılan sünnetin günübirlik bir cerrahi işlem olduğunu ifade eden Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, sünnet işlemi sonrası yapılması gerekenler hakkında şu bilgileri verdi"İşlem sonrasında hastanede 2-3 saatlik takip genellikle yeterli olmaktadır. Sünnetin 2 yaşından önce ya da 5-6 yaşından sonra yapılması tavsiye edilmektedir. Çocukta 2-5 yaş arasında enfeksiyon ya da böbrek hastalığı varsa bu dönemde de erken sünnet yapılabilmektedir. Yeni doğan döneminde ve 6 yaşından sonra uyumlu çocuklarda, konuşulup yapılacak işlemler anlatıldıktan sonra lokal anestezi ile sünnet yapılmasında sakınca yoktur. Bunun haricinde sünnet işlemi genellikle genel anestezi ile yapılmaktadır. Günümüzde çocuk anestezisi alanı gerek teknolojik açıdan gerekse deneyim olarak son derece büyük bir gelişme kat etmiştir. Yeni doğmuş bebekler bile gerektiğinde, acil durumlarda uzun süreli genel anestezi ile ameliyat edilebilmektedir. Anestezinin erişkin hastalar için olan riskleri çocuklar için de söz konusudur. Bu nedenle genel anestezi gerektiren cerrahi işlemlerin deneyimli merkezlerde yapılması önemlidir."'KANAMAYA NEDEN OLABİLECEK İLAÇLAR SÜNNET ÖNCESİNDE KESİLMELİ'Sünnet genel anestezi altında yapılacaksa, çocuğun sağlıklı olduğu yani öksürük, aksırık, ateş enfeksiyon halinin olmadığı bir dönem tercih edilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, şöyle konuştu"İşlem öncesinde çocuğun sürekli kullandığı ilaçlar veya varsa kronik hastalıkları konusunda sünneti yapacak olan cerraha bilgi verilmelidir. Sünnet anesteziyle yapıldığı için işlem sonrası 6-8 saat boyunca ağrı olmaz. Bu süre sonunda ağrı olabileceği için ilk gün her 6-8 saatte bir çocuğun yaşı ve kilosuna göre belirlenen miktarda ağrı kesici verilmektedir. Bunun yanı sıra işlem sonra kanama olabilmektedir. Bu nedenle özellikle kanamaya neden olabilecek ilaçların sünnet öncesi bir hafta kadar önceden kesilmesi gerekmektedir. Ailede sünnet sonrası kanama, diş çekimi sonrası kanama öyküsü ya da kan hastalığı varsa mutlaka hekime bilgi verilmelidir."İşlem sonrası ilk bir hafta boyunca ani ve sert hareketlerden kaçınılması gerektiğini söyleyen Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, "Yara kabuğu geçtikten sonra yaklaşık 10 gün sonra çocuğun hareketli yaşama dönmesinde sakınca yoktur. Bezli bebeklerin sünnet sonrasında büyük boy alt bezi kullanması, duş yaptırılması ve krem uygulanması bakım için yeterlidir. Büyük çocuklar da sünnet sonrası geniş iç çamaşırı kullanmalıdır" dedi.'KÜÇÜK BİR HATA KALICI HASARLARA NEDEN OLABİLİR'Sünnet çan, gomco, plastik kıskaç ve cerrahi yöntemleriyle yapılabildiğini ifade eden Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, "Hastane ortamında sorun gelişme olasılığı en düşük olan cerrahi işlem sünnettir. İşlem sırasında küçük bir hata yapışıklık, pipide eğrilik, idrar yaptığı delik ucunda darlık gelişmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle işlem ameliyathane koşullarında sürekli çocuk ameliyat eden bir deneyimli çocuk cerrahı veya çocuk üroloğu tarafından yapılmalıdır" diye

plastik kıskaç yöntemi ile sünnetin zararları