Veizelkevakibun teseret. 3.Ve izelbiharu fucciret. 4.Ve izelkuburu bu'siret. 5.'Alimet nefsun ma kaddemet ve ahharet. 6.Ya eyyuhel'insanu ma ğarreke birabbikelkeriymi. 7.Elleziy halekake fesevvake fe'adeleke. 8.Fiy eyyi suretin ma şae rekkebeke. 9.Kella bel tukezzibune biddiyni. 10.Ve inne 'aleykum lehafizıyne. 11.Kiramen katibiyne. 12. 82İNFİTÂR-4: Ve izel kubûru bu’siret. Ve kabirler alt üst edildiği (ölüler dışarı çıkarıldığı) zaman. 82/İNFİTÂR-5: Alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharet. (Her) nefs ne takdim ettiğini (yaptığını) ve neyi tehir ettiğini (yapmadığını) bilmiştir. Bismillahirrahmanirrahimİzessemaünfetaret (2) ve izelkevakibunteseret (3) ve izelbiharü fücciret (4) ve izelkuburü bu'siret (5) alimet nefsun ma keddemet ve' ahharet (6) ya eyyühel'insan ü ma garreke birabbilkeriymi (7) elleziy halakake tesevvako fe'adeleke (8) fiy eyyi süretin ma şae rekkebek ( 3 Ve izel biharu fucciret. 3- Ve ne zaman denizler fışkırtılınca, Alimetnefsun mâ kaddemet ve ahharet. Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı: Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. Diyanet Vakfı: (1-5) Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, 1) Sebbeha lillahi ma fiyssemavati ve ma fiyl'arardi ve huvel'aziyzulhakiymu. (2) Huvelleziy ahrecelleziyne keferu min ehlilkitabi min diyarihim lievvelil haşri ma zanantum en yahrucu ve zannu ennehum mani'atuhum husunuhum minallahi feetahumullahu min haysu lem yahtesibu ve kazefe fiy kulubihimurru'be yuhribune buyutehum bieydiyhim ve eydiylmu'miniyne Sytum. Seçenekler Üyelik tarihi 15 Aralık 2014 82/İNFİTÂR Suresi 82/İNFİTÂR-1 İzes semâunfetaret. Sema çatlayıp yarıldığı zaman. 82/İNFİTÂR-2 Ve izel kevâkibunteseret. Ve yıldızlar dağıldığı zaman. 82/İNFİTÂR-3 Ve izel bihâru fucciret. Ve denizler kabarıp karıştığı zaman. 82/İNFİTÂR-4 Ve izel kubûru bu’siret. Ve kabirler alt üst edildiği ölüler dışarı çıkarıldığı zaman. 82/İNFİTÂR-5 Alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharet. Her nefs ne takdim ettiğini yaptığını ve neyi tehir ettiğini yapmadığını bilmiştir. 82/İNFİTÂR-6 Yâ eyyuhel insânu mâ garreke bi rabbikel kerîmkerîmi. Ey insan! Kerim olan Rabbine karşı seni aldatan mağrur kılan nedir? 82/İNFİTÂR-7 Ellezî halakake fe sevvâke fe adelekadeleke. O senin Rabbin ki, seni yarattı, sonra seni sevva etti dizayn etti, sonra da düzen üzere seni dengeli, sağlıklı kıldı. 82/İNFİTÂR-8 Fî eyyi sûretin mâ şâe rekkebekrekkebeke. Dilediği surette şekilde seni terkip etti farklı genetik şifreleri biraraya getirip her insana farklı suretler verdi. 82/İNFİTÂR-9 Kellâ bel tukezzibûne bid dîndîni. Hayır, bilâkis siz dîni yalanlıyorsunuz. 82/İNFİTÂR-10 Ve inne aleykum le hâfızînhâfızîne. Ve muhakkak ki, sizin üzerinizde mutlaka hıfzeden hafaza melekleri vardır. 82/İNFİTÂR-11 Kirâmen kâtibînkâtibîne. Şerefli yazıcılar kaydediciler olarak. 82/İNFİTÂR-12 Ya’lemûne mâ tef’alûntef’alûne. Yaptığınız şeyleri bilirler. 82/İNFİTÂR-13 İnnel ebrâre lefî naîmnaîmin. Muhakkak ki ebrar olanlar, elbette ni’metler içindedir. 82/İNFİTÂR-14 Ve innel fuccâre le fî cahîmcahîmın. Ve muhakkak ki füccar, mutlaka alevli ateş içindedir. 82/İNFİTÂR-15 Yaslevnehâ yevmed dîndîni. Dîn günü ona alevli ateşe yaslanırlar atılırlar. 82/İNFİTÂR-16 Ve mâ hum anhâ bi gâibîngâibîne. Ve onlar, ondan alevli ateşten gaib olacak kaybolacak, yanıp bitecek değillerdir. 82/İNFİTÂR-17 Ve mâ edrâke mâ yevmud dîndîni. Ve dîn gününün ne olduğunu sana bildiren nedir? 82/İNFİTÂR-18 Summe mâ edrâke mâ yevmud dîndîni. Sonra evet, dîn gününün ne olduğunu sana bildiren nedir? 82/İNFİTÂR-19 Yevme lâ temliku nefsun li nefsin şey’âşey’en, vel emru yevmeizin lillâhlillâhi. O gün bir nefs, diğer bir nefs için bir şeye güç yetirmeye malik değildir. Ve izin günü emir Allah’ındır. To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts. Konuyu 1 kişi okuyor. 0 üye ve 1 ziyaretçi Stil Normal Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj Damla Kur'an-ı Kerim 0 16 Ocak 2016 1243 Damla Kur'an-ı Kerim 0 11 Ocak 2016 1915 Damla Kur'an-ı Kerim 0 11 Ocak 2016 1909 Damla Kur'an-ı Kerim 0 10 Ocak 2016 2104 Damla Kur'an-ı Kerim 0 10 Ocak 2016 2046 İNFİTÂR SURESİ 82-İNFİTÂR 1. Ayet إِذَا السَّمَاء انفَطَرَتْ İzâs semâunfetarat. Bayraktar Bayraklı Gök yarıldığında, Cemal Külünkoğlu Gök, çatlayıp yarıldığı, Diyanet İşleri eski Gök yarıldığı zaman, Diyanet Vakfi 1-5 Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu yapıp gönderdiklerini ve yapamayıp geride bıraktıklarını bir bir anlar. Edip Yüksel Gök çatladığı zaman, Elmalılı Hamdi Yazır Semâ çatladığı vakıt Muhammed Esed Gökyüzü parçalanıp yarıldığında, Mustafa İslamoğlu Uzay çatlayan bir çekirdekten çıkan filiz gibi yeniden yaratılmaya başladığında, Seyyid Kutub Gök yarıldığı zaman. Süleyman Ateş Gök yarıldığı zaman, Süleymaniye Vakfı Gök yarılınca[*], [*] Göğün erimiş maden gibi olduğu gün...Mearic 70/8 Gök yarılıp kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman. Rahman 55/37 Tefhim-ul Kuran Gök, çatlayıp yarıldığı zaman, Yaşar Nuri Öztürk Gök çatlayıp yarıldığı zaman, 82-İNFİTÂR 2. Ayet وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انتَثَرَتْ Ve izâl kevâkibunteserat. Bayraktar Bayraklı Yıldızlar dökülüp saçıldığında, Cemal Külünkoğlu Yıldızlar dökülüp saçıldığı, Diyanet İşleri eski Yıldızlar dağılıp döküldüğü zaman, Diyanet Vakfi 1-5 Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu yapıp gönderdiklerini ve yapamayıp geride bıraktıklarını bir bir anlar. Edip Yüksel Gezegenler saçıldığı zaman, Elmalılı Hamdi Yazır Ve Yıldızlar döküldüğü vakıt Muhammed Esed ve yıldızlar dağılıp savrulduğunda, Mustafa İslamoğlu yıldızlar yeniden serpilip saçıldığında, Seyyid Kutub Yıldızlar saçıldığı zaman. Süleyman Ateş Yıldızlar saçıldığı zaman, Süleymaniye Vakfı Yıldızlar toz haline gelince[*], [*] Yıldızlar ilk yaratıldıkları gün gibi toz haline gelecektir. Bkz. Nebe’ 78/19. ayetin dipnotu. Tefhim-ul Kuran Yıldızlar, dağılıp yayıldığı zaman, Yaşar Nuri Öztürk Yıldızlar dökülüp saçıldığı zaman, 82-İNFİTÂR 3. Ayet وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ Ve izâl bihâru fuccirat. Bayraktar Bayraklı Denizler fışkırtıldığında, Cemal Külünkoğlu Denizler kaynayıp birbirine karıştırıldığı, Diyanet İşleri eski Denizler kaynaştığı zaman, Diyanet Vakfi 1-5 Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu yapıp gönderdiklerini ve yapamayıp geride bıraktıklarını bir bir anlar. Edip Yüksel Denizler akıtılıp taşırıldığı zaman, Elmalılı Hamdi Yazır Ve denizler akıtıldığı vakıt Muhammed Esed denizler kabarıp taştığında, Mustafa İslamoğlu denizler yeniden yükselip kabardığında, Seyyid Kutub Denizler patladığı zaman. Süleyman Ateş Denizler fışkırtıldığı zaman, Süleymaniye Vakfı Denizler taşırılınca[*] [*] سجر karıştırma, yakma ve doldurma anlamlarına gelir.Mekâyîs Yürütülen dağlar denize karıştırılacağı için kelimeye karıştırma; denizleri dolduracağı için doldurma, deniz dibinden lav çıkıp denizi buharlaştırabileceği için de kelimeye yakma anlamı verilebilir. Her durumda karalar sular altında kalır. Kelimeyi “taşırılınca” diye tercüme etmemizin sebebi budur. Bundan sonra Âdem aleyhisselamın yaratıldığı ortam, balçık ve kokuşmuş çamur ortamı oluşur. Ölülerin vücutlarından kalan ve onun bütün özelliğini taşıyan parçacıklar, tarlaya serpilmiş tohumlar gibi bölünür, gelişir ve yeniden yaratılış gerçekleşir. Bkz. Mearic 70/4 ve devamı , Kaf 50/4 Lokman 31/28, Araf 7/29. Tefhim-ul Kuran Denizler, fışkırtılıp taşırıldığı zaman, Yaşar Nuri Öztürk Denizler fışkırtıldığı zaman, 82-İNFİTÂR 4. Ayet وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ Ve izâl kubûru bu’sirat. Bayraktar Bayraklı Kabirlerin içi dışına getirildiğinde, Cemal Külünkoğlu Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, Diyanet İşleri eski Kabirlerin içi dışa çıktığı zaman, Diyanet Vakfi 1-5 Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu yapıp gönderdiklerini ve yapamayıp geride bıraktıklarını bir bir anlar. Edip Yüksel Mezarların içi dışına çevrildiği zaman, Elmalılı Hamdi Yazır Ve kabirler deşildiği vakıt Muhammed Esed ve kabirler alt üst olduğunda, Mustafa İslamoğlu kabirlerin içi boşaltıldığında, Seyyid Kutub Kabirlerin içi dışına çıktığı zaman. Süleyman Ateş Kabirlerin içi dışına getirildiği zaman, Süleymaniye Vakfı Kabirdekiler[*] çıkarılınca, [*] Kabir, mezar demektir. Tefhim-ul Kuran Ve kabirlerin içi 'deşilip dışa atıldığı' zaman; Yaşar Nuri Öztürk Kabirler deşildiği zaman, 82-İNFİTÂR 5. Ayet عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ Alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharat. Bayraktar Bayraklı Herkes, neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilecektir. Cemal Külünkoğlu Herkes dünyada yaptığı ve yapmak zorunda olup da yapmadığı şeyleri bilecektir. Diyanet İşleri eski İnsanoğlu, ne yaptığını ve ne yapmadığını görür. Diyanet Vakfi 1-5 Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu yapıp gönderdiklerini ve yapamayıp geride bıraktıklarını bir bir anlar. Edip Yüksel Her kişi, yaptığını ve yapmadığını öğrenecektir. Elmalılı Hamdi Yazır Bilir bir nefis nedir takdîm ettiği ve te'hîr ettiği? Muhammed Esed her insan, sonunda, ilerisi için ne hazırladığını ve bu dünyada ne bıraktığını anlayacaktır. Mustafa İslamoğlu her insan neyi öncelediğini ve neyi ertelediğini fark edecek. Seyyid Kutub Herkes neyi öne, neyi geriye aldığını öğrenir. Süleyman Ateş Her can, ne yapıp öne sürdüğünü ve ne yapmayıp geride bıraktığını bilir. Süleymaniye Vakfı O zaman herkes ne gönderdiğini ve neler bıraktığını öğrenecektir[*] [*] “… önden gönderdiklerini ve eserlerini yazarız. Zâten herşeyi açık bir kitapta toplamışızdır. Yasin 46/12 Tefhim-ul Kuran Artık her Nefis, önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilip öğrenmiştir. Yaşar Nuri Öztürk Benlik, bilmiş olacaktır önden gönderdiğini de arkaya bıraktığını da. 82-İNFİTÂR 6. Ayet يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ Yâ eyyuhâl insânu mâ garrake bi rabbikel kerîmkerîmi. Bayraktar Bayraklı Ey insan! Lütfu bol Rabbinden seni uzaklaştıran nedir? Cemal Külünkoğlu O halde ey insan! İhsanı bol olan Rabbine karşı seni aldatıp yanıltan nedir? Diyanet İşleri eski 6-8 Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir? Diyanet Vakfi 6-8 Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir? Edip Yüksel Ey insan, seni Onurlu olan Efendisine karşı aldatan nedir? Elmalılı Hamdi Yazır Ey insan! Ne mağrur etti seni o kerîm Rabbına? Muhammed Esed Ey insan! Nedir seni lütuf sahibi Rabbinden uzaklaştıran, Mustafa İslamoğlu Ey insanoğlu! Bu kadar ulu ve cömert olan Rabbine karşı bu gururun ne? Seyyid Kutub Ey insan! Seni engin kerem sahibi Rabbine, karşı aldatan nedir? Süleyman Ateş Ey insan, seni engin kerem sâhibi Rabbine karşı ne aldatıp isyâna sürükledi? Süleymaniye Vakfı Ey insan! Neyine güveniyorsun da cömert olan Rabbine karşı geliyorsun? Tefhim-ul Kuran Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp yanıltan nedir? Yaşar Nuri Öztürk Ey insan! O sonsuz cömertliğin sahibi Kerîm Rabbine karşı seni aldatıp gururlu kılan nedir?! 82-İNFİTÂR 7. Ayet الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ Ellezî halakake fe sevvâke fe adeleke. Bayraktar Bayraklı 7-8 O, seni yaratıp sana şekil veren, seni düzgün ve ölçülü kılan, istediği şekilde seni terkip edendir. Cemal Külünkoğlu O, seni yarattı, düzgün hale koydu, en güzel ölçülerle birleştirdi. Diyanet İşleri eski 6-8 Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir? Diyanet Vakfi 6-8 Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir? Edip Yüksel O ki seni yarattı, düzenledi, uyumlu hale soktu; Elmalılı Hamdi Yazır Ki seni yarattı, düzenine koydu, tenasüb ve ı'tidal verdi Muhammed Esed seni yaratan ve varlık amacına uygun olarak şekillendiren, tabiatını adil ölçüler içinde oluşturan, Mustafa İslamoğlu O Allah ki seni bir amaçla yarattı, sana varoluş amacını gerçekleştirecek bir donanım ve dengeli bir tabiat verdi; Seyyid Kutub O, seni yaratan, belini doğrultan ve seni dengeli kılan. Süleyman Ateş O Rab ki seni yarattı, seni düzenledi, sana ölçülü bir biçim verdi. Süleymaniye Vakfı Seni yaratan, eşitleyen[1*] ve dengeleyen[2*] odur. [1*] Seni diğer insanlarla aynı organlara sahip kılan. [2*] Sana ruh üfleyerek diğer insanlarla denk hale getiren. Tefhim-ul Kuran Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni itidal üzere kıldı. Yaşar Nuri Öztürk Rabbin ki seni yarattı, düzgün hale koydu, en güzel ölçülerle şekillendirdi. 82-İNFİTÂR 8. Ayet فِي أَيِّ صُورَةٍ مَّا شَاء رَكَّبَكَ Fî eyyi sûratin mâ şâe rakkebeke. Bayraktar Bayraklı 7-8 O, seni yaratıp sana şekil veren, seni düzgün ve ölçülü kılan, istediği şekilde seni terkip edendir. Cemal Külünkoğlu Dilediği biçimde sana şekil verdi. Diyanet İşleri eski 6-8 Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir? Diyanet Vakfi 6-8 Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir? Edip Yüksel Dilediği bir biçimde seni oluşturdu. Elmalılı Hamdi Yazır Dilediği her hangi bir surette terkîb etti Muhammed Esed ve seni dilediği şekilde bir araya getiren Rabbinden? Mustafa İslamoğlu yani hangi surette dilemişse seni öyle terkip etti. Seyyid Kutub Dilediği biçimde sana şekil veren Rabbine. Süleyman Ateş Senin organlarını dilediği şekilde birbirine ekledi. Süleymaniye Vakfı Seni belirlediği yapıda düzenleyen de O'dur[*]. [*] Allah’ın bâri’ sıfatı vardır; her yarattığını farklı yaratır. Bu sebeple her insanın yapısı farklıdır. Tefhim-ul Kuran Dilediği bir surette seni tertib etti. Yaşar Nuri Öztürk Dilediği herhangi bir biçimde seni oluşturdu. 82-İNFİTÂR 9. Ayet كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ Kellâ bel tukezzibûne bid dîndîni. Bayraktar Bayraklı Öyle değil, doğrusu sizler yargı gününü yalanlıyorsunuz. Cemal Külünkoğlu Hayır! Aksine siz, hesap ve ceza gününü yalanlıyorsunuz. Diyanet İşleri eski Hayır, hayır; doğrusu siz dini yalanlıyorsunuz. Diyanet Vakfi 9-12 Hayır! Bütün bunlara rağmen siz yine de dini yalanlıyorsunuz. Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir. Edip Yüksel Doğrusu, siz, dini yalanlıyorsunuz. Elmalılı Hamdi Yazır Hayır hayır, doğrusu siz dîni tekzîb ediyor, cezaya inanmıyorsunuz Muhammed Esed Hayır, ey insanlar, siz Allah'ın hükmünü yalanlamaya ne zaman kalkıştıysanız Allah'tan uzaklaştınız! Mustafa İslamoğlu Yapmayın ama; Hesap Günü'nü yalanlama eğilimini hep içinizde taşıyorsunuz; Seyyid Kutub Hayır! Aksine siz dini yalanlıyorsunuz. Süleyman Ateş Hayır, bu gururunuzun sebebi şudur siz cezâ görmeyi yalanlıyorsunuz. Süleymaniye Vakfı Yok, yok… Siz hesap verme işini yalan sayıyorsunuz. Tefhim-ul Kuran Asla, Hayır; siz dini yalanlıyorsunuz; Yaşar Nuri Öztürk Hayır, iş sanıldığı gibi değil! Siz dini yalanlıyorsunuz. 82-İNFİTÂR 10. Ayet وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ Ve inne aleykum le hâfızînhâfızîne. Bayraktar Bayraklı 10-12 Oysa sizin üzerinizde gözcüler vardır. Değerli yazıcılar. Onlar sizin ne yaptığınızı bilirler. Cemal Külünkoğlu 10-12 Hâlbuki üzerinizde yaptığınız her şeyi kaydeden Kiramen Kâtibin/şerefli yazıcılar/melekler vardır ki, onlar yaptığınız her şeyi bilirler. Diyanet İşleri eski 10-12 Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler. Diyanet Vakfi 9-12 Hayır! Bütün bunlara rağmen siz yine de dini yalanlıyorsunuz. Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir. Edip Yüksel Halbuki üstünüzde koruyucular vardır. Elmalılı Hamdi Yazır Halbuki üzerinizde hâfızlar var Muhammed Esed Halbuki üzerinizde gözetleyici güçler vardır, Mustafa İslamoğlu üstelik üzerinizde gözetleyip hafızaya kaydediciler olduğu halde; Seyyid Kutub Şüphesiz başınızda bekçiler vardır. Süleyman Ateş Oysa üzerinizde koruyucu yaptıklarınızı zabtedici melekler vardır; Süleymaniye Vakfı Hâlbuki üzerinizde korumaların olduğu bir gerçektir[*]. [*] “Kişinin önünden ve arkasından takipçileri vardır; Allah’ın emriyle onu korurlar.” Ra’d 13/11 Tefhim-ul Kuran Oysa gerçekten sizin üzerinizde koruyucular var, Yaşar Nuri Öztürk Ve şu kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular, bekçiler var. 82-İNFİTÂR 11. Ayet كِرَامًا كَاتِبِينَ Kirâmen kâtibînkâtibîne. Bayraktar Bayraklı 10-12 Oysa sizin üzerinizde gözcüler vardır. Değerli yazıcılar. Onlar sizin ne yaptığınızı bilirler. Cemal Külünkoğlu 10-12 Hâlbuki üzerinizde yaptığınız her şeyi kaydeden Kiramen Kâtibin/şerefli yazıcılar/melekler vardır ki, onlar yaptığınız her şeyi bilirler. Diyanet İşleri eski 10-12 Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler. Diyanet Vakfi 9-12 Hayır! Bütün bunlara rağmen siz yine de dini yalanlıyorsunuz. Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir. Edip Yüksel Onlar onurlu kayıtçılardır. Elmalılı Hamdi Yazır Kiram kâtibler var Muhammed Esed değerli kaydediciler, Mustafa İslamoğlu onlar kaliteli kaydediciler, Seyyid Kutub Şerefli katipler. Süleyman Ateş Değerli yazıcılar, Süleymaniye Vakfı Değerli yazıcılardır onlar. Tefhim-ul Kuran 'Şerefli üstün' yazıcılar. Yaşar Nuri Öztürk Çok değerli yazıcılar, İnfitâr الْاِنْفِطَارِ Orjinal Metin Mealler İzes semâunfetaret. Ve izel kevâkibunteseret. Ve izel bihâru fucciret. Ve izel kubûru bu’siret. Alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharet. Yâ eyyuhel insânu mâ garreke bi rabbikel kerîmkerîmi. Ellezî halakake fe sevvâke fe adelekadeleke. Fî eyyi sûretin mâ şâe rekkebekrekkebeke. Kellâ bel tukezzibûne bid dîndîni. Ve inne aleykum le hâfızînhâfızîne. Kirâmen kâtibînkâtibîne. Ya’lemûne mâ tef’alûntef’alûne. İnnel ebrâre lefî naîmnaîmin. Ve innel fuccâre lefî cahîmcahîmın. Yaslevnehâ yevmed dîndîni. Ve mâ hum anhâ bi gâibîngâibîne. Ve mâ edrâke mâ yevmud dîndîni. Summe mâ edrâke mâ yevmud dîndîni. Yevme lâ temliku nefsun li nefsin şey’âşey’en, vel emru yevmeizin lillâhlillâhi. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ فِي أَيِّ صُورَةٍ مَا شَاءَ رَكَّبَكَ كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ كِرَامًا كَاتِبِينَ يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِنَفْسٍ شَيْئًا ۖ وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ ❬ Önceki Sonraki ❭ عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ Alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharet. Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. Diyanet Vakfı 1-5 Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu yapıp gönderdiklerini ve yapamayıp geride bıraktıklarını bir bir anlar. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş bir nefis herkes önden neyi gönderdiğini ve neyi bıraktığını bilir. Elmalılı Hamdi Yazır Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir. Ali Fikri Yavuz Herkes dünyada yaptığı iyiliği ve bıraktığı kötülüğü bilecektir. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Bilir bir nefis nedir takdîm ettiği ve te´hîr ettiği? Fizilal-il Kuran Herkes neyi öne, neyi geriye aldığını öğrenir. Hasan Basri Çantay her nefs önden ne yolladı, geriye ne bırakdıysa artık hepsini görüb bilmişdir bilecekdir. İbni Kesir Kişi neyi takdim edip neyi te´hir ettiğini bilir. Ömer Nasuhi Bilmen 3-5 Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir. Tefhim-ul Kuran Artık her Nefis, önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilip öğrenmiştir. 1 “İnfitar Suresi Kur'an-ı Kerim'in hem mushaftaki sıralamasına hem de iniş sırasına göre 82. suresidir. 19 ayet, 81 kelime ve 326 harften oluşur. Mekke'de Nazi'at Suresi'nden sonra, İnşikak Suresi'nden önce indirilmiştir. Sure ismini ilk ayette geçen ve yarılmak anlamına gelen ve infetara fiilinin mastarı olan infitar kelimesinden alır.,, BismillâhirrahmânirrahîmİNFİTÂR Suresi Sure No 82​ 82/İNFİTÂR-1 İzes Gök yarıldığı zaman, 82/İNFİTÂR-2 Ve izel Yıldızlar saçıldığı zaman, 82/İNFİTÂR-3 Ve izel bihâru Denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman, 82/İNFİTÂR-4 Ve izel kubûru bu’ Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, 82/İNFİTÂR-5 Alimet nefsun mâ kaddemet ve Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. 82/İNFİTÂR-6 Yâ eyyuhel insânu mâ garreke bi rabbikel kerîmkerîmi.6,7,8. Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? 82/İNFİTÂR-7 Ellezî halakake fe sevvâke fe adelekadeleke.6,7,8. Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? 82/İNFİTÂR-8 Fî eyyi sûretin mâ şâe rekkebekrekkebeke. 6,7,8. Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? 82/İNFİTÂR-9 Kellâ bel tukezzibûne bid dîndîni.9. Hayır, hayır! Siz hesap ve cezayı yalanlıyorsunuz. 82/İNFİTÂR-10 Ve inne aleykum le hâfızînhâfızîne.10,11. Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. 82/İNFİTÂR-11 Kirâmen kâtibînkâtibîne.10,11. Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. 82/İNFİTÂR-12 Ya’lemûne mâ tef’alûntef’alûne.12. Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler. 82/İNFİTÂR-13 İnnel ebrâre lefî naîmnaîmin.13. Şüphesiz, iyiler Naîm cennetindedirler. 82/İNFİTÂR-14 Ve innel fuccâre lefî cahîmcahîmın.14. Şüphesiz, günahkârlar da cehennemdedirler. 82/İNFİTÂR-15 Yaslevnehâ yevmed dîndîni.15. Hesap ve ceza günü oraya gireceklerdir. 82/İNFİTÂR-16 Ve mâ hum anhâ bi gâibîngâibîne.16. Onlar oradan kaybolup kurtulacak da değillerdir. 82/İNFİTÂR-17 Ve mâ edrâke mâ yevmud dîndîni.17. Hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? 82/İNFİTÂR-18 Summe mâ edrâke mâ yevmud dîndîni.18. Evet, hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? 82/İNFİTÂR-19 Yevme lâ temliku nefsun li nefsin şey’âşey’en, vel emru yevmeizin lillâhlillâhi.19. O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır. Diyanet İşleri Meali Yeni

alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharet