İkinci çocuğunu dünyaya getiren annelerin kardeş kıskançlığı ile ilgili psikologlara sıkça danıştığını ifade eden Uzman Psikolog Damla Alkan Saygılı, “Kardeş kıskançlığı her çocukta gözlemlenebilen doğal bir tepkidir. Kardeşler arasındaki kıskanma derecesi ebeveynlerin tutumlarına göre değişiklik gösterir. Bu yazımda sizlere kardeş kıskançlığı ile başa çıkmanın yolları konusundan bahsedeceğim. Aileye yeni bir bebeğin katılmasıyla birlikte çocuklarda görülen kıskançlık duygusunun son derece doğal olmasına rağmen, iyi yönetilememesi halinde çocuğun gelişiminde büyük sorunlara neden olabilir. KardeşKıskançlığı. Dr. Ramazan SOYLAR - 04.07.2019. Sevgili anneler ve babalar bugün ki yazımızda sizlerle kardeş kıskançlığını konuşmak istiyorum. Hepimiz bu durumu belki kardeşimiz olduğu zaman yaşadık ve o günleri geride kaldığı için çoktan unuttuk. Tamamen normal olan bu süreci travmatik olmadan, doğru ve Çocuğun kıskançlık duygusunu empati ile karşılamak önemli olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, kardeş kıskançlığını had safhada yaşayan ailelere şu KardeşKıskançlığı Nedir? Anne babalar tek çocukla yaşarken bütün sevgilerini, ilgilerini, zamanlarını çocuklarına verir. Anne baba için bazen yeni bir bebek fikri, diğer çocuğu mutsuz edeceği endişesi ile düşünmek istenmeyebilir. Bazen de kardeş yapıp yapmayacakları kararına diğer çocuğu dâhil etmek isteyebilirler. Kıskançlık, sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutumdur. Yani sevilen birisinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. Her yaş grubunda görülebilen kıskançlık, çocuklarda daha yoğun yaşanır. Ebeveynler tarafından kontrol edilmediğinde ve pekiştirildiğinde çocuklarda engellenemez bir karmaşaya yol açabilir JMTtOR. İnsanlık tarihindeki ilk cinayet, kardeş katlidir. Hatırlayalım, Habil ve Kabil’in hikâyesini. Kabil, Habil’i neden öldürdü? Kıskançlık. “Kardeş kardeşin ne olduğunu ister ne öldüğünü” der bir atasözü de. Kabil’in Habil’i öldürmesi üzerine ortada kalan ve ömrü boyunca Kabil’le olacak suçluluk, pişmanlık, acizlik duygularını ve bu ikilemi çok iyi ifade ediyor bu atasözü. Çocuğunuzun –ya da kendinizin- yaşadığı kardeş kıskançlığı’ durumuna bu atasözü ışığında bakmamız farklı bakış açıları geliştirmeye ışık açısından bakıldığında ise, “çocuklarında gözlemlediği kardeş kıskançlığı” meselesi aslında “bugünün” değil, çok daha eski bir hikâyenin sonucu, devamı ve belki de mirası. Meseleyi daha iyi anlamak ve içselleştirmek için bu tarafından bakmak da bizim için yol gösterici KİMİ, NEDEN VE NASIL KISKANIR?Genellikle yeni doğanı, büyük olan çocuğun kıskanma durumunu düşünürüz. Gerçekten öyle midir? Yeni gelen de, zaten baştan beri hep var olanı, büyük kardeşi kıskanamaz mı? Bal gibi de kıskanır. Neyini kıskansın ki diye düşünenler için hızlıca birkaç durum sayılabilir gücünü, konuşmasını, hareket özgürlüğünü, büyüklüğünü, ilk oluşunu ve daha birçok durumunu. Peki, her iki durumda da neden kıskanma duygusu ortaya çıkar ve aslında kıskanılan nedir? Kardeş ilişkisinden bahsediyorsak, yeni doğanın gelişiyle birlikte abi/abla için biriciklik ortadan kalkar. Anneyle genellikle kurulmuş “ikimize bir cennet” illüzyonu bozulmuştur. Abi/abla adeta o cennetten HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK!Çocuk yeni geleni değil, kendisinin olanın ve artık kendisinin olamayan ilgiyi, sevgiyi ve kaynaklarını kıskanıyordur. Anneyle, babayla ve diğerlerinin onunla kurduğu “eşsiz” bağı, ilgiyi, sevgiyi kıskanıyordur. Tam da bu yönüyle kardeş kıskançlığını aslında bir kaynağa erişim ve kullanım sorunu olarak tarif edebiliriz. Nasıl tanımlarsak tanımlayalım eski olan için, yeni gelen ve onun getirdikleri –evdeki değişim, ilginin ona dönmesi, düzenin değişimi, tahtının sallanması belki tahtından edilmesi ile birlikte net olan bir şey vardır o da şudur artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Bunu yaşamak da kabul etmek de hiç kolay değildir. Bu yönüyle çocuk kıskanan çocuk; hem yaslı, hem hayal kırıklığına uğramış, hem saldırgan hem de HEM YASLI, HEM HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMIŞ, HEM SALDIRGAN HEM DE DEPRESİFTİRYaslıdır çünkü kayba uğramıştır, artık cennetten kovulmuştur. Hayal kırıklığı vardır çünkü sizden bunu beklemezdim’ diye hissediyordur başta anne babasına ve diğer herkese. Saldırgandır çünkü bünyesi ve kapasitesi bu durumla baş edecek kadar gelişmemiştir, kırmak, yıkmak ve dökmek ister. Ve depresiftir; çünkü gidenlerin yası tutulmalıdır ve yokluk, boşluk, kendine yetememekle birlikte yaşam artık daha çocuğun o dönem isyanına neşeli bir biçimde eşlik edecek olan “Böyle de nispet olmaz ki, Seni gidi zalim yar, E zorla da kısmet olmaz ki, Seni gidi hain yar, Bana ne bana ne beni al, onu alma…” diyen Sezen Aksu şarkısıdır. Esprili de ele alsak çocuk için yaşanan tam da nispet ve hainliktir. İstediğiyse tekrardan ikimize bir cennet’ KAYBOLMASI VE PABUCU DAMA ATILMAK!Yeni doğanın gelişiyle birlikte değişen en önemli şey biricikliğin kaybolmasıdır. Bir elmanın iki yarısı olma hali, ruh ikizi olma ve aşk dönemi bitmiştir. Artık her şeyin yeniden yazılması gerekecektir. Rekabet dönemi başlamıştır. Yeni doğan rekabet edilemeyecek kadar “özel” ve de “güzel”dir. Herkes onu merak eder, sorar, sevmek ister. Ona hediyeler alır, onun fotoğraflarını çeker, onu anar. İlk olan, abi/abla olan ise “abisi”, “ablası” olarak kodlanan olmuştur. Özel hissettiği neredeyse hiçbir şey sunulmuyordur ona artık. Evet, pabucu dama atılmıştır! O da pabucu dama atılan hepimizin hissedeceği gibi üzgün, kızgın, yalnız, öfkeli ve belki de saldırgan GELDİKTEN SONRA NE YAPABİLİRİZ?Kıskanmak; bebekliğe, anlayamadığımız anlatamadığımız bir döneme dil öncesi dönem geri dönüştür. Bu yönüyle de hem yaşanması hem de ifadesi zor bir alandır. Yalnızlıkla, çaresizliğimizle tanışmaktır. Çocuk içinse çok daha fazla zordur bu durumu ifade etmek, yaşamak. Bu nedenle davranışlarında gerilemeler, sorun davranışlar gözlemleyebiliriz abi/ablada. Bunlar çok doğal ve beklendik süreçlerdir. Önemli olan bu duyguların ortaya çıkabilmesi ve doğru yorumlanması, konuşulabilmesidir. Baskılandığında, yanlış yorumlandığında, suçlandığında ve etiketlendiğinde asıl sorunlar baş göstermektedir. Bebeksi davranışlara dönüş, gerilemeler, saldırganlıklar görülmesi iş gebelik başladıktan sonra çocuğu kardeş durumuna hazırlamak, konu hakkında konuşmaya başlamak olmalıdır. Evdeki ve hayatınızdaki değişiklikleri onunla paylaşmak, hazır olmasını sağlamaktır. Onun düzeninde ve özelinde olan hiçbir şeyi, eşyayı izni-fikri olmadan değişikliğe götürmemek ve kardeş geldikten sonra da aynı şekilde onun iznini alarak her şeyi gerçekleştirmeye ARTIK ABİ/ABLA OLDUN!Sen artık abi/abla oldun gibi söylemlerden mümkünse uzun bir süre uzak durun; çünkü, unutmayın ki o da hala çocuk. Ailenin bir üyesi, parçası olarak kardeşinin bakımıyla ilgili onun da sorumluluk almasına izin verin, onunla bu konuda konuşun, kendini ifade etmesine izin verin. Ona “kardeşinle ilgilen” mesajı vermek yerine becerilerini geliştireceği, kullanacağı, kendini iyi hissedeceği alanlarda sorumluluk almasına imkân tanıyın. “Çok şanslısın” gibi, onun duygularını ifade etmeyen, kapsamayan cümleleri kullanmak yerine kardeşinin olması ile ilgili onun neler hissettiğini ondan dinlemeye, duymaya çalışın. “Bebek uyusun” gibi, her şeyi yeni doğana göre ayarlamanız gerektiğini düşündürecek ifadelerden GELİŞİM VE KARAKTER ÖZELLİKLERİNİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURUNYaş, gelişim ve karakter özelliklerini göz önünde bulundurarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışın. Eşit değil, adil olmaya, ihtiyaçlarına göre davranmaya çalışın. Ek sorumluluk yüklemek yerine; yeni doğanın bakımına ortak etmek, sevgi konusunda kıyaslama yapmamayı tercih edin. Kıyaslama yapmaktan ve taraf tutmaktan kaçının. Sen büyüksün, abisin, ablasın yerine problemleri birlikte çözmelerine kendileri katkıda bulunun. Olumsuz duygu ve durumlar ortaya çıktığında eleştirmek, suçlamak yerine duygu ve düşüncelerini ifade etmesine alan açın. Tüm bu süreçlerde dinleyen, anlamaya çalışan, özenli, yanında olduğunuzu hissettiren ve ona yerinin doldurulmaz olduğunu hissettiren bir tavırda olun; gerisi bir şekilde gelecektir. Enstitümüz yıllar içinde uzmanlarını çocuk psikodraması eğitimlerinden geçirmiş ve bugün birçok farklı merkezde uygulanmakta olan çocuk psikodramasi gruplarının öncülüğünü yapmıştır. Çocuk psikodraması her tür davranış sorunu olan, hiperaktif, içe kapanık, arkadaşları ve öğretmenleri ile uyumsuz, saldırgan, kardeş kıskançlığı yasayan, ders basarisi düşük, boşanmış ailelerden gelen, ebeveynlerini kaybeden, kabusları ve korkuları olan, tacize uğrayan ve daha birçok güçlüğü yasayan çocuğun katılabildiği ve 4-6 çocuğun birlikte çalışarak ürettiği yaratıcı bir tedavi ortamıdır. Bireysel görüşmenin ardından gruba alınan çocuklar bir terapist ve en az bir yardımcı terapist ile çalışmalarını sürdürürler. Grup çalışmasına katılan çocukların ebeveynleriyle ayda iki kez 1,5 saat süren grup çalışması yapılmaktadır. Bireysel görüşmelere göre son derece ekonomik olan bu gruplar çocukların yalnızca sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak değil, ayni zamanda kişisel gelişimlerine katkıda bulunma amacını da güderler. Tüm grup çalışmaları Enstitü Başkanı ve Türkiye’de Çocuk Psikodramasinin kurucusu olan Deniz Altınay tarafından denetlenmekte ve süpervizyonu Esra Bilik tarafından yapılmaktadır. Hafta sonu gruplarinin yani sira hafta içi gruplarimiz da bulunmaktadir. Grupların süresi 1,5 saattir ve her grup haftada bir kez toplanır. Türkiye’deki en önemli psikodrama merkezlerinden birisi olan enstitümüz çalışanları sürekli olarak eğitim alarak kendilerini geliştirmekte ve dünyadaki yenilikleri takip etmektedirler. Psikodrama konusunda Deniz Altinay’in Sistem Yayıncılıktan çıkan kitaplarına başvurabilirsiniz. Enstitü Yayınları Bölümü’nde kitaplarımız tanıtılmıştır. ÇOCUK PSİKODRAMASI BİRİMİ ÇALIŞMALARI Çocuğunuzun çekingen, saldırgan ve aşırı hareketli olduğu, uyumsuzluk yaşadığı durumları fark ediyor olabilirsiniz. Bazen size anlamsız gelebilecek korkulara kapıldığını, göz kırpma, saçıyla oynama gibi tikler geliştirdiğini, bir oyuncağından, bir eşyasından ya da sizden ayrılmada zorlandığını ve tüm çabalarınıza rağmen bunların devam ettiğini görüyorsunuz. Ya da çocuğunuz yemek yeme konusunda problem yaşıyor, eşyalarını, çevresindeki bireyleri paylaşmak istemiyor olabilir. Aile içinde çatışma, boşanma ya da ölüm durumunda yaşanabilecek duygularla başetmede yetişkinlerin ne kadar zorlandığını düşünün. Onların çocuk yaşlarından dolayı anlamayacağını düşündüğümüz bir çok konuda çocuklar bizlerden çok daha hassas ve duyarlıdır. Onların yaşayacakları duygu ve sorunlarıyla başetmelerine yardımcı olmak istiyorsanız çocuklarınızı psikodrama ile tanıştırabilirsiniz. Çünkü psikodrama yoluyla çocuk, kendini ifade etme becerisi kazanır. Kendisine karşı güveni artar, kendisi ve çevresine karşı farkındalık geliştirir ve ilişkilerinde sağlıklı davranışlar benimser. Yaratıcılığını ve rol repertuarını zenginleştirir. Karşılaştığı güçlüklerle başetmeyi öğrenir ve sorun çözme becerisi kazanır. Korku ve kaygılarıyla başetmeyi öğrenir. Çevresinde olup bitenlere karşı duyarlı bir tutum geliştirir. Konsantrasyon gücü gelişir. Peki, bütün bunlar nasıl olur? Öncelikle çalışılacak konu ile ilgili olarak çocuklar hazırlanır. Terapist birtakım konuları gruba sunabilir veya çocuklar önerilerde bulunur. Daha sonra seçilen konu, rol alma, rol değiştirme, ayna, eşleme gibi bir çok psikodrama tekniğinden yararlanılarak çocuklarla birlikte çalışılır. Oturumun sonunda öğrenilen, kazanılan her şey gözden geçirilir. Bu aşamada da çocuklar son derece aktiftir. Tüm bu süreç çocukların korunaklı ve özgür hissedecekleri tedavi edici sahnede gerçekleştirilir. Böylece çocuklar duygu, düşünce ve zorluklarını farkedebilecekleri ve bunları sözel ve bedensel olarak rahatça ifade edebilecekleri bir ortam bulurlar. Böylece çocuk, öncelikle daha yaratıcı ve spontan olur, yeni ve sağlıklı davranış modelleri geliştirmeyi öğrenir. Grup oturumları 1 saat 15 dk sürmektedir. Haftada 1 kez toplanılır. Hafta içi ve hafta sonu grup çalışmaları düzenlenmektedir. Her grupta maximum 6 çocuk bulunur. Her grupta 1 terapist ve en az 1 yardımcı terapist çalışmayı yürütür. Tüm çocuklarla gruptan önce bireysel seans yapılır ve aile ile görüşülür. Ailelerle ayda iki kez 1,5 saat süren grup çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar her yıl düzenlenmeyebilirler. Bu yılki terapistlerimiz Ecem Demirel, PembeGül İlter, Esra Seyitoğlu'dur. Psikodrama Grup Psikoterapisi ile Aile Dizimi sistemleri birbirinden çok farklı sistemlerdir. Gelen birçok soru için alttaki açıklamayı uygun bulduk. KARDEŞ KISKANÇLIĞI Doğduğu günden itibaren ilgi odağı haline gelen ilk çocuklar, kardeşin gelmesiyle birlikte bu statüyü kaybetme duygusunu yaşayabilirler. Hemen hemen tüm kardeşler arasında varolan bir histir kıskançlık. Birçoğumuz belki de bu duyguya hiç yabancı değiliz. Şimdi bir düşünün, hangimiz küçük kardeşe gösterilen ilgiden sıkılıp saatlerce ağlamadık ki? Ya da yemek saati geldiğinde biberonunu alıp saklamadık? Bazen de sadece ağlasın diye onu korkutup, sonra da kendi ellerimizle emzik götürmedik? Kimi, yaşadığı kıskançlığı çevreye verdiği tepkilerle belli ederken, kimi de içine kapanarak anlatmaya çalışır rahatsızlığını. Ancak kardeşler arasındaki bu duygunun farklı sonuçlar vermesinin tek sorumlusu aslında anne ve babaların hatalı davranışlarıdır. Kıskançlığın nedenleri Kıskançlığın temelinde, o ana kadar ilk çocuğa gösterilen ilginin yeni doğan kardeşe yöneltilmesinden meydana gelen rahatsızlık yatıyor. Kardeşin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması çocukta, bebeğe karşı gibi görünen ama aslında anne ve babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların gelişmesine neden olabiliyor. Cinsiyete göre de bazı farklılıklar yaşanabilir Çocuk kız ve doğan kardeş erkek ise, anne – babasının kendi cinsiyetinden hoşnut olmadığını düşünebilir. Kıskançlığın belirtileri Çocuk o güne kadar evde kendisi ilgi ve sevgi odağıyken birden ikinci plana itilmiş gibi hisseder kendini. Bu durumda sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşır, içine kapanır, yemek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir. Kabus gördüklerini ve sık sık çişlerinin geldiğini bahane ederek ilgiyi kendi üzerlerine çekmeye çalışırlar. Altını ıslatma, parmak emme gibi davranışlarla önceki gelişim evresine oranla gerileme görülebilir. Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olurlar. Huzursuz bir görünümleri vardır, sakinleşmekte zorlanır ve kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilirler. Evden ayrılmamak için okula gitmeyi reddetmeyle birlikte baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler ile huzursuzluk, isteksizlik belirtileri sık sık gözlenebilir. Bazı çocuklar kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma gibi davranışlar gösterirken, bazıları da bu duygularını bastırır ve aşırı sevgi gösterirler. Bu davranışın altında çoğu zaman ebeveynlerin sevgisini kaybetme korkusu yatar. Anne – babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir türlü emin olamama durumu yaşanabilir. Bunlara dikkat Kardeşi doğmadan önce ona anlayabileceği bir dilde aileye yeni bir üyenin geleceğini, evdeki ortamın her zamankinden daha heyecanlı ve karışık olabileceğini anlatabilirsiniz. Çocuğunuza “Sakın endişelenme seni de bebek kadar seveceğiz” gibi sözler söylemeyin. Bu ifade iyi niyetli olsa da, çocuğun ebevynlerinin sevgisi için kardeşiyle yarışmasına yol açabilir. Hamilelik döneminde babası ya da başka bir aile üyesi büyük çocuğun bakımıyla ilgili yemek yedirme, banyo yaptırma, uyutma gibi işlere başlayabilir. Böylece anne hastanedeyken ya da bebekle meşgulken çocuk kendini ihmal edilmiş hissetmez. Bebekle ilgili işlerde büyük çocuğunuzdan yardım isteyebilirsiniz. Örneğin; ona isim seçme, biberonunun soğutulması, oyuncak ya da giysi seçimi gibi konularda büyük çocuğun katılımı sağlanabilir. Her fırsatta çocuğunuzla birebir iletişime geçmeye çalışın. Birlikte ortak faaliyetlerde bulunarak, çocuğa kardeşiyle ve evle ilgili küçük sorumluluklar verin. Böylece ona, onu hala sevdiğinizi hissettirebilirsiniz. Kardeşler arasında kıskançlık hissettiğinizde onları birbirinden uzaklaştıracak değil, yakınlaştıracak ortamlar yaratın. Kardeş kıskançlığı ile nasıl başedilir? 1 Aile birliğini önemseyin ve ortak birşeyler yapabileceğiniz zamanlar yaratmaya özen gösterin. 2 Bireylerin kendi özelliklerini önemseyin. Ayrıca bütün çocuklarınızın kendilerine ait ilgi alanları ve yeteneklerinin olduğunun farkına varın. 3 Çocuğunuzun duygularını tanıyın ve kardeşine karşı olan olumsuz davranışlarını olumluya çevirmeye çalışın. 4 Çocukların arasındaki rekabete çözüm getirmenin ilk adımı, iyi bir dinleyici olmaktır. Ancak bu durumdan oturup dinlemek anlaşılmasın. Tersine, etkin dinleme ve beden dilini beraber kullanmalısınız. Asla yapmayın! 1 Çocuklarınızdan birini gözbebeği olarak seçmeyin. Siz bunu hissettirmemeye çalışsanız da, diğer çocuğunuz durumu anlayacaktır. 2 Kardeşler arasında asla karşılaştırma yapmayın. Çünkü rekabet; hırs ve kıskançlığı beraberinde getirir. 3 Asla taraf tutmayın ve hakem olmayın. Çünkü haksız olduğu anne ve babası tarafından onaylanan çocuk, değer verilmeme ve sevilmeme gibi duygular yaşayabilir. 4 Her çocuğunuzun aynı olmayacağını bilin. Bu nedenle çocuklarınızın kişilik ve isteklerine uygun davranmaya çalışın. Çocuk için yeni kardeşin kabullenilmesi oldukça zordur. Çocuğun yeni kardeşi kabullenmesini, ailenin çocuğa yaklaşımı, çocuğun yaşı, gelişimi ve kişilik özellikleri gibi birçok faktör etkilemektedir. Anne ve babanın hatta etrafındaki diğer kişilerin ilgi odağıyken bir an da ilginin yeni üyeye kaydığını düşünmek çocukta kıskançlık gibi temel duygunun uyanmasına sebep olur, bu durum çocukta mutsuzluğa, kırgınlığa, öfkeye ve rekabete sebep olur. Ailelerin, yeni doğan bebekle birlikte büyük olan çocuklarındaki değişimin sebebinin kardeş kıskançlığından kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamaları ve bu süreci sağlıklı atlamalarına yardımcı olacak çözümler bulmaları gerekmektedir. KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ NELERDİR? Doğal bir duygu olan kıskançlık sevilen birinin bir başkasıyla paylaşılmasından ve temelde güvensizlikten kaynaklanır. Çocuğa yöneltilen ilginin aileye yeni katılan üyeye yani kardeşe kayması çocukta kıskançlığa, öfkeye, mutsuzluğa, davranış değişikliğine sebep olabilir. Çocuğun bu tepkileri kardeşine değil anne, babasınadır. Çocuk kendini terk edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissedebilir. Kardeş kıskançlığının derecesini belirleyen faktörlerden biri de anne babanın çocuğa ve kardeşine olan tutumudur. Kardeşler arasında ki yaş farkı da kıskançlığın derecesinde rol oynar. Kardeşler arasındaki yaş farkının az olması, yaş farkının çok olmasına oranla daha fazla kıskançlık görülür. Anne baba dışında çevre de çocukta bazı olumsuz düşüncelerin doğmasına sebep olabilir. Çocuğun yeni kardeşle kıyaslanması, ondan daha üstün olduğunun çeşitli yollarla söylenmesi ya da kardeşin kötülenmesi çocuğun rekabete girmesine ve kızgınlık duymasına sebep olabilir. Bazı çocuklarda mizaçlarından dolayı daha kıskançtırlar. KARDEŞ KISKANÇLIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR? Kardeş kıskançlığı kendine acıma, yetersiz hissetme, öfke, mutsuzluk, huzursuzluk gibi aşırı koruma, aşırı sevgi gösterme, kardeşinin bakımını üstlenme gibi değişik duyguların karışımından oluşabilir. Çocuk, anne babanın ilgisini çekmek için bebek gibi davranabilir. Alt ıslatmak, parmak emmek gibi gelişiminde gerilemeler görülebilir. Çocuk anneyi bebekle baş başa bırakmamak için evden uzaklaşmayı reddedebilir. Okula gitmek ya da başkalarıyla dışarı çıkmak istemeyebilir. Annenin ilgisinin çoğunu bebeğe yönlendirmesi çocukta umutsuzluğa, terk edildiği, yalnızlığa itildiği düşüncelerine sebep olabilir, artık sevilmediğine inanarak içine kapanabilir, iştahı kesilebilir ve zayıflayabilir. Dikkati tekrar üzerine çekmek için etrafı kırıp dökme, oyuncaklarını etrafa saçma, kardeşe zarar verme gibi yıkıcı davranışlar sergileyebilir. Bazı çocuklar kıskançlık duygularını bastırarak kardeşine karşı aşırı sevgi gösterebilir, bakımını üstlenebilir. Bunun altında anne baba sevgisini kaybetme korkusu yatıyor olabilir. Çocuk anne ve babasına sürekli onu sevip sevmediğini sorabilir, sarılmalarını isteyebilir ve sevildiğinden emin olmaya çalışabilir. ÇOCUĞUMUN KARDEŞİNİ KISKANMASINI NASIL ÖNLEYEBİLİRİM? Henüz anne hamileyken çocuğu, kardeşinin geleceğine hazırlamak gerekir. Çocuğun kendisi de bir kardeşinin olmasını istemiş olabilir fakat bu kıskanmayacağı anlamına gelmez çünkü kıskançlık doğal bir duygudur, kıskançlığın çocukta duygusal ve davranışsal değişimlerini makul ölçüde tutmak için anne babaların ve çocuğun çevresindeki diğer kişilerin dikkat etmesi gereken hususlar; Kardeşle birlikte çocuğun hayatında olan bir takım değişimler çocuğu kaygılandırabilir. Bu değişimleri en az seviye de tutmak çocuğun kaygısını azaltarak, neler oluyor diye paniğe kapılmasını önleyebilir. Kardeş doğduğunda annenin kardeşle ilgilenmesi gerektiği dönemlerde, diğer çocuğun bakımını eskisi kadar üstlenemeyeceği için, anne henüz hamileyken çocuğun bakımını anne dışında bir yakınının üstlenmesi, kardeş olduktan sonra çocuğun hayatında büyük bir değişim olmasını önleyecektir. Anne, babaların ve çevredeki diğer kişilerin, çocuk ile kardeşini kıyaslamamalılar, onu öven, daha sevilir olduğunu anlatan cümleler kurmamalı ya da kardeşini kötüleyen cümleler kurmamalılar. Bu çocuğun kardeşiyle sürekli rekabet halinde olduğunu hissetmesine ve huzursuz olmasına sebep olur. Anne babalar çocuğa, kardeşinin doğduğunu ama onun hayatında değişen bir şey olmadığını, ona karşı sevgilerinde bir azalma olmadığını sadece kelimelerle değil davranışlarıyla, ilgi ve alakalarıyla da hissettirmeliler. Kıskanan çocukla mümkün olduğu kadar verimli zaman geçirilmeli, birlikte aktiviteler yapılmalıdır. Çocuğu kıskandığı için kardeşinden uzaklaştırmaya çalışılmamalı, çocuğa yapabileceği sorumluluklar verilmeli. Yeni kardeş geldikten sonra çocuk kreşe ya da bir yakınına gönderilmemeli, bu çocuğa artık istenmediği duygusu yaşatabilir. Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini açık açık sizinle konuşmasına fırsat verin ve onu yargılamadan kendini ifade etmesine müsaade edin. Anne baba çocuklarına gösterdikleri sevgiyi paylaşmalı, yeni doğan bebeğe çok sevgi gösterdikten hemen sonra çocuğa dönüp panik içinde sevgide bulunmamalı, bu çocuğun güvenini sarsar ve gerçek sevgi olmadığını düşündürür. Çocuk kıskançlıkla kardeşine zarar verme girişiminde bulunduğunda azarlanmamalı, sert dil kullanılmamalı, anlayabileceği dille sakince kardeşine zarar vermemesi gerektiği anlatılmalı. Çocuğun asıl tepkisi kardeşine değil, üzerinden ilgiyi azaltacağını düşündüğü anne babasınadır. Anne ve babaların, çocuklarını yeni doğacak kardeşe hazırlaması, olacakların önceden çocuğa anlatılması, çocuğun hayatında değişimlerin az yaşanmasının sağlanması, anne babaların paniğe kapılmaması çocuğun kardeşi kabullenmesini ve bu süreci sağlıklı atlatmasını sağlar. Çocuğun kardeşe hazırlanması konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan anne, babalar bir çocuk psikoloğuna başvurabilirler. HANGİ DURUM DA PSİKOLOJİK DESTEK GEREKİR? Çocuğun hayatında ki kritik dönemlerden biride anne, babasını ve yaşam alanını paylaşmak durumunda kalacağı yeni kardeşin aileye katıldığı dönemdir. Çocuğunuzda, yeni kardeşin gelmesiyle gelişimsel, davranışsal değişimlerin olduğunu, bu değişimlerin çocuğunuza ve sizlere zarar verdiğini gözlemlediğiniz de bir psikologdan yardım almanız gerekmektedir. Genelde aileler çocuklarının öfkeli, kızgın, kırıp döken, zarar veren durumlarını gözlemlediklerinde paniğe kapılıp ne yapacaklarını bilemezler fakat bu durumların göz ardı edilmeyeceği gibi çocuğun içine kapanması, anne, babadan uzaklaşması da dikkate alınmalıdır. Bu dönemin sağlıklı atlatılması çocuğun gelişimi ve kişiliği için oldukça önemlidir. Bu konuda size yardımcı olmamızı isterseniz, iletişim bilgilerimizden bize ulaşabilirsiniz. MERVE ERYILMAZ Kardeşler; belirli bir sıraya göre dünyaya gelen, birbirlerine kan bağı ile bağlı olan ve aynı aile içerisinde yetişen insanlardır. Kimi zaman evlat edinme yöntemiyle de insanların çocukları için kardeş sağlamaları mümkündür. Aile birlikleri içerisinde yaşamlarına bu şekilde devam eden insanlar, kimi zaman; ailelerinin onlara olan tutumlarından dolayı, diğer kardeşin fiziksel ve kişisel özelliklerinden dolayı ve kimi zaman da çevresel faktörler ile kazanılan başarılardan dolayı kıskançlığın etkisine girebilirler. Aile ve çocuk terapistleri tarafından kardeş kıskançlığı şeklinde tanımlanan durum, bazı önlemlerin alınmasıyla önlenebilir veya ortadan kaldırılabilir. Kardeş Kıskançlığı Nedir? Kardeşlerin birbirlerine karşı duyabilecek olduğu kıskanma durumu; alt veya üst sıradaki kardeşin daha önde olduğuna inanılan, o kardeşin çocuk için bir rakip olduğu ve her türlü durumda engel olacakmış hissi bıraktığı sorundur. En çok üç ile on iki yaş arasındaki çocuklarda görülen bu sorun, daha üst yaş aralıklarında da nadiren görülebilir. Temel sebeplerinde psikolojik travmalar ve yanlış anlaşılmalar yatan bu kıskançlık sorunu uzmanların desteğiyle ve aile yapısının bilinçlendirilmesiyle çözülebilir. Kardeş Kıskançlığı Nedir? Kardeş Kıskançlığı Sebepleri Nelerdir? Kardeşlerin birbirlerini kıskanma durumlarının çok sayıda sebebi olabilir. Bu sebeplerin başında ailesel tutumlar veya bireysel sivrilmeler gelecektir. Bunlara ek olarak kardeşler arası kıskanma durumunun nedenleri şunlardır Çevredeki insanlar tarafından diğer kardeşin daha çok sevilmesi Çocuğun istenmeyen bir şekilde dünyaya geldiğinin hissettirilmesi ve diğer çocuğun gerçekten istenerek olduğunun fark ettirilmesi İlgilenme ağırlıkları bakımından diğer çocuğun daha fazla önemseniyor gibi bir algı oluşturması, kıskanan çocuğunsa daha fazla yalnız hissetmesine neden olunması Başarı yakalayan çocuğun herkes tarafından olması gerekenden çok daha fazla takdir edilmesi, önemsenmesi ve onun yanında diğer tüm çocukların, kardeşlerinin soyutlanması Hastalık, cinsiyete bağlı olarak veya ne sebep olursa olsun ilginin bir anda ve keskin olarak başka bir çocuk üzerinde olması Kardeş Kıskançlığı Sebepleri Nelerdir? Kardeş Kıskançlığı Nasıl Anlaşılır? İyi bir gözlem yeteneğine sahip olması gereken anneler ve babalar, çocuklarının kendi aralarında birbirlerini kıskanıp kıskanmadıklarını anlamalıdırlar. Bunu anlamanın en basit yolu olan gözlem sayesinde kıskanan çocuğun; dikkat çekmek için kendisini hasta etmesi, kavga etmesi veya olması gerekenden daha sessiz kalarak uç noktalarda duygular sergilemesi, kıskanılmakta olan çocuğa iftira atması veya onu kötü gösterecek işlere kalkışıyor olması görülebilir. Bu belirtiler olduğunda kesin olarak kardeşler arası kıskanma durumu vardır ve önlem alınmaya başlanmalıdır. İlerleyen yaşlara gelmiş olan ve artık yetişkin iki insan statüsünde olan kardeşler de birbirlerini kıskanıyor olabilir. Bunun anlaşılması için; ortamlarda olan tepkilerine, aileler arası etkileşimlerine ve birbirleriyle olan muhabbetlerinin ne kadar samimi olduğuna bakılmalıdır. Kardeş Kıskançlığı Nasıl Anlaşılır? Kardeş Kıskançlığıyla Başa Çıkma Yolları Nelerdir? Kardeşlerin kıskanma halleriyle başa çıkmanın en güzel ve sağlıklı olan yolu mutlaka bir terapist desteği almaktır. Çünkü terapistler tarafından hem kıskançlığın boyutu saptanacak hem de en az hasar oluşarak bu kıskançlığın atlatılması sağlanacaktır. Terapi eğitimleri için zamanları veya maddi olarak imkanları olmayan ailelerinse çocuk yetiştirme, geliştirme ve kıskançlığın üstesinden gelme kitaplarını tercih etmeleri sağlıklıdır. Ayrıca ailesel olarak tutumların değiştirilmesi, çocukların her birinin aynı derecede önemsenmesi de bu soruna çözüm için kalıcı bir yoldur. Kardeş Kıskançlığıyla Başa Çıkma Yolları Nelerdir? Kardeş Kıskançlığıyla Başa Çıkılması Nasıl Olmalıdır? Kardeşlerin kıskanmalarını ortadan kaldırarak hem onların daha huzurlu ve mutlu olmalarını sağlamak hem de ebeveynler olarak iç rahatlığıyla gündelik hayata dönmek için kıskançlığın ortadan kaldırılması yollarının uygulanması gerekir. İlk olarak gidilebilecek terapilerde çocukların kendilerini açığa çıkarmaları ve ne derecede bir kıskançlığın içerisinde olduklarının anlaşılması için oyun veya resim etkinleri yapılır. İlk birkaç seans içerisinde kendisini belli edecek olan durum sonrasında psikolojik olarak çocuğun bilincine; kardeşi ile aynı derecede sevildiği, her insanın başarılarını ve becerilerini farklı zamanlarda ortaya koyabilecek olduğu, hiçbir durumun onu sevilmekten geri koyamayacağı empoze edilir. Böylece kıskanma hali ve rakip görme de sonlanır. Ayrıca ailelerin sorunlara veya güzel durumlara karşı korumaları gereken tavırları olmalıdır. Bu tavır tüm çocuklar için eşit derecede ve onları koşul karşılığı yargılamayacak düzeyde şekillenmelidir. Böylece kıskanma hali kardeşler arasında görülmeyecektir. Kardeş Kıskançlığıyla Başa Çıkılması Nasıl Olmalıdır? Kardeş Kıskançlığı Zararları Nelerdir? Kardeşler arasındaki kıskanmaların beklenenden daha fazla zararı olabilecektir. Kimi ailelerde hayati riskler oluşturan bu sorunun en çok gözlemlenen zararları bilinerek önlemler alınmalıdır. Bu zararlar şunlardır Çocuklar, diğer kardeşlerine karşı kandırma yoluyla tuzaklar kurabilir. Kimi zaman kaybolmaya neden olunacak bir yere gönderilmesi kimi zaman da vücut hasarı olacak aletlerin denenmesine neden olabilirler. Diğer kardeşle ilgili yalanlar söyleyerek ailenin inanması sağlanabilir ve böylece psikolojik açıdan yalnızlaşan çocuklar oluşur. Ayrıca yalan söylemek belirli bir durumdan sonra alışkanlık haline geleceği için karakteristik hasarlar alınır. Ailenin manevi olarak yıpranmasına neden olunur. Gibi örnekler verilebilir. Kardeş Kıskançlığı Zararları Nelerdir? Kardeş Kıskançlığı İle Ne Kadar Sürede Başa Çıkılabilir? Kardeşler arasındaki kıskanmaların önlenmeye başlaması ve ortadan kaldırılması sabır isteyen bir olaydır. Çünkü kıskançlığın doğduğu ve geliştiği asıl yer psikolojidir. Doğal olarak psikolojik onarım yapılmadan bu kıskançlığın geçmeyeceği, katlanarak devam ederek daha büyük zararlar meydana getirebileceği bilinmelidir. Ancak bu ciddi sorunun aşılması için ortalama ne kadar süre gerekiyor olduğu kimi aileler açısından motive kaynağı olabilir. İlk olarak daha küçük yaşlarda olan çocukların bir şeyleri anlamaları ve kabul etmeleri daha zordur. Yani daha uzun sürede kıskançlıklarıyla baş edebilir duruma gelirler. İlerleyen yaşlardaysa çocukların konuşma becerileri daha gelişmiş, anlama kabiliyetleri daha yüksek konuma gelmiştir. Böylece anlatılmak istenen rahatça kavranabilir. Her iki durum için de süreç ortalama olarak iki ay ile iki yıl arasında değişecektir. Kardeş Kıskançlığı İle Ne Kadar Sürede Başa Çıkılabilir?

kardeş kıskançlığı ile ilgili drama